İster inanın ister inanmayın, hayatınızda stres iyi bir neden için var. Stresin neden faydalı ve uyarlanabilir yanıt olabileceğini anlamak için zamanda yolculuğu çıkmanız gerekiyor.
Bir mağara insanı olduğunuzu hayal etme
Şunu resmedin: Erkekler ve kadınların mağaralarda yaşadığı binlerce yıl önceki bir döneme, zamanda geriye gittiniz. Bir parça giysiyle ve bir sopa taşıyarak ormanda dolaşıyorsunuz. Gününüz şimdiye kadar rutindi. Genel mağara politikaları ve akrabalarla birlikte devam eden sorunlar dışında hiçbir şey yok. Halledemeyeceğiniz bir şey değil. Aniden gezintinizde bir kaplan gördünüz. Bu sıradan bir kaplan değil, sivri ve keskin dişleri olan bir tane. Savaş ya da kaç tepkisi denen bir şey yaşıyorsunuz. Bu tepki uygun isimlendirilmiş çünkü tam o anda bir seçim yapmanız gerekiyor: Kalabilir ve savaşabilirsiniz (bu savaş kısmı) ya da rüzgâr gibi koşabilirsiniz (kaçma kısmı ve muhtemelen burada daha zekice olanı). Bu otomatik stres tepkisiyle donanan vücudunuz, sizi her ikisini de yapmaya hazırlar. Her şey için hazırsınız. Gerginsiniz (streslisiniz).
Modern ormanda hayatta kalma
Muhtemelen bir mağarada yaşamadığınızı fark etmişsinizdir. Sivri ve keskin dişli bir kaplana rast gelme şansınız zayıftır, özellikle çünkü türleri tükendi. Yine de bu inanılmaz derecede önemli, can kurtaran stres tepkisi hâlâ sisteminize istemsizce bağlıdır. Ve arada bir hâlâ oldukça uyarlanabilirdir. Bir rayda piknik yapıyorsanız ve size doğru hızla gelen bir tren görürseniz, saldırgan bir stres tepkisi göstermeniz iyidir. Oradan hızlıca uzaklaşmak istersiniz.
Günümüz toplumunda, en azından normal bir günde, yaşamı tehdit eden birkaç stres etkeni ile uğraşmanız gerekir. Maalesef vücudunuzun savaş ya da kaç tepkisi, sizi çok yormayacak çok sayıda stresli olay ve durum silsilesi tarafından etkin hâle getirilir. Fiziksel tehlikeler, tam bir savaş ya da kaç stres tepkisine değmeyen sosyal ve psikolojik stres tetikleyicileri tarafından ikame edilmiştir. Ama vücudunuz bunu bilmiyor ve atalarınızın gerçek tehlikeyle karşılaştığında yaptığı gibi tepki gösteriyor.
Aşağıdaki günümüz senaryosunu hayal edin: Bir konferans salonunda oturan birkaç yüz kişinin önünde ayakta duruyorsunuz. Kariyeriniz için önemli olan bir sunum yapmak üzeresiniz. Aniden hazırladığınız materyalin birkaç sayfasını evde komodininizin üzerinde bıraktığınızı fark ediyorsunuz. Bunun daha sonra güleceğiniz kötü bir rüya olmadığı kafanıza dank ettiğinde, bazı fiziksel ve psikolojik değişiklikler fark etmeye başlıyorsunuz. Elleriniz soğuk ve nemli oluyor. Kalbiniz daha hızlı atıyor ve daha zor nefes alıyorsunuz. Boğazınız kuruyor. Kaslarınız geriliyor ve umutsuzca kayıp sayfaları ararken hafif bir ürperme fark ediyorsunuz. Biraz mideniz bulanıyor ve kesinlikle anksiyete olarak tanımlayacağınız bir duyguyu fark ediyorsunuz. Şimdi ayrıca mağaralarda yaşayan atalarınızın yaşadığı aynı savaş ya da kaç tepkisini de tanıyorsunuz. Farkı, öyle hissettirse bile o sahnede muhtemelen ölmeyeceğinizdir.
Modern dünyada bu sunumu yapmak, trafikte sıkışmak, huysuz bir müşterinin karşısına çıkmak, sinirli bir eş ile yüzleşmek veya bazı gerçek dışı teslim tarihlerine uymaya çalışmak, sizi strese sokan şeylerdir. Bu çok daha az tehdit edici stres etkenleri, bu aynı, yoğun stres tepkisini tetikler. Bu aşırı yüklemedir. Vücudunuz sadece tepki vermiyor; aşırı tepki veriyor. Ve bu kesinlikle iyi değil.