Eş bağımlılar ölüm anında onlardan önce başka birinin hayatının sona erdiğini söyleyerek şaka yaparlar. İşin doğrusu şudur: Kendiliğiniz o kadar çok başkalarına bağlıdır ki kim olduğunuzu -hisleriniz, ihtiyaçlarınız, hobileriniz ve hedeflerinizin neler olduğunu- unutursunuz. Düşünce ve eylemleriniz başkasını elde etme, değiştirme, onun için kaygılanma ve ona tepki verme gibi konuların etrafında döner durur. Hastalığın ilerleyen aşamalarında eş bağımlı bireyler adeta bir kabuk hâline gelir; takıntılı bir kumarbaz veya borçlunun hayatını birikimlerine adaması gibi, tüm yaşamları başka birine bağımlı hâle gelir.
Eş bağımlı bireyler, kelimenin içinde de geçtiği üzere bağımlıdır; kendileri dışında birine veya bir şeye bağımlıdır. Bağımlılık, düşük düzey öz güven ve terk edilme korkusundan kaynaklanır. Belirtileri şunlardır:
✓ Bir kişiyi aşırı düzeyde düşünmek, onun için aşırı kaygılanmak veya sürekli ondan bahsetmek,
✓ Diğerlerinin düşüncelerini kendininkinin önünde tutmak,
✓ Kendi başına karar vermekte zorlanmak,
✓ Başkasıyla birlikte olabilmek için planlarından, hobilerinden veya zevklerinden vazgeçmek,
✓ Terk edilmekten veya reddedilmekten korkmak,
✓ Kendisi olmaktan mutsuz olmak, bomboş hissetmek veya memnun olmamak,
✓ Yalnız kalmaktan korkmak,
✓ Kendi başına bir yere gidememek veya yeni işler başlatamamak,
✓ Başkalarının isteklerine veya bakış açılarına uyum sağlamak,
✓ Başkasını takip etmek, izlemek veya gizlice gözetlemek,
✓ Bitiremediği ilişkiler içinde mutsuz olmak veya hapsolmuş hissetmek,
✓ Mutluluk, güç, anlam, güven veya heyecan bulmak için ilişki yaşamak,
✓ Enerjisini başkasının sorun veya yaşamına yoğunlaştırmak,
✓ Onu inciten kişilere karşı sadık olmaya devam etmek,
✓ Kayıp ve ayrılıkları atlatamamak.
Kendinizi tanımak ve geliştirmek, kendi fikirlerinizi ve hedeflerinizi oluşturmak için yalnız başınıza yeterli zamanı harcamamış olabilirsiniz. Bekârsanız genel olarak sizi mutlu edecek birilerini ararsınız; ilişkiniz varsa başka birini mutlu etme peşinde koşarsınız. İki durumda da zamanınızı kendinizi mutlu etmek için harcamazsınız. Kendinizden pek memnun olmazsınız ve kendinizi Benliğinizdeki boşlukları doldurmak için sırtınızı yasladığınız kimseleri mutlu etmeye veya onlara yardımcı olmaya adarsınız. Kısa süre sonra da bu kişinin hisleri, ihtiyaçları ve davranışları tarafından kontrol edilmeye başlarsınız; kendi ihtiyaç ve hislerinizi ön planda tutmak yerine daha iyi hissetmek amacıyla bu kişiyi kontrol etmeye çalışırsınız.
Reddedilme korkuları
Terk edilme, reddedilme ve yalnız kalma korkularının eş bağımlı ilişkilerde büyük payı vardır. Bazı eş bağımlı bireyler yalnız uyuyamaz. Kendinizden kopuksanız bütün hissetmezsiniz. Sizi besleyecek ve ayakta tutacak bir iç yaşamınız olmaz ve yalnız kalınca, sanki evde kimse yokmuş gibi boşluk hissedersiniz. İhtiyaçlarınızı kendiniz gideremezseniz; başkasının, bunu sizin için yapmasını beklersiniz. İlişkiler yaşamınıza katkıda bulunur fakat eksik olanı tamir etmez. Bir ilişki yaşıyor olsanız bile yalnız hissedersiniz ve bağlanma kurulduğunda ilişkiye duyulan bağlılık bir bağımlılık hâlini alır.
Erken çocuklukta terk edilen kişide utanç, düşük düzey öz güven ve sevilip sevilmediğine, ilgi görüp görmediğine ve buna gelecekte güvenip güvenemeyeceğine ilişkin bir güvensizlik oluşur. Ortaya çıkan utanç kaygısı reddedilme ile ilgili kaygının ve bazen de gerçek olmasa bile reddedilme algısının oluşmasına yol açar. Terk edilmek mutlaka ölüm veya boşanma gibi gerçek bir olaydan kaynaklanmaz. Bunun yerine aynen kişinin duygusal olarak yanınızda olmaması veya sevgi ya da ilgisini çekmesi gibi duygusal olabilir.
Utanç ve terk edilme korkusu hâkim olduğunda iyi ve sevilmeye değer olmadığınızdan korkarsınız. Hatalarınızı saklar, partnerinizi mutlu ve memnun etmeye çalışır, sürekli temkinli olur, size karşı olumsuz tavırlarını hoş görür, kendinizi muhtaç hâle sokar ve adeta bir oyuncak hâline gelirsiniz. Bunların hepsinin amacı yalnız kalmayı veya reddedilmeyi önlemektir. Bir ilişkinin bitmesi sadece çocukluktaki terk edilme şemasını tetiklediğinden değil aynı zamanda zaten var olmayan parçalarınızı (kendinizi rahatlatmak gibi işlevlerinizi yani parçalarınızı) kaybettiğiniz için tam bir acı kaynağıdır. İlişkiye uygun olmayan kişileri cezbedebilirsiniz veya sürekli suçlama ve ilgi çekme çabalarınızla en kötü korkunuz gerçek olur ve bu kişileri itebilirsiniz.