Japon elçileri Japonların son diplomatik notasının ilk bölümünü 6 Aralık 1941’de ABD Dış İşleri Bakanı Cordell Hull’a iletti. 7 Aralık sabahı, notanın nihai bölümü Tokyo’dan Japon elçilerine ulaştı. Nota, ABD ile diplomatik ilişkilere son veriyordu ve Japon büyükelçiliğinde bulunan şifre makinelerinin kırılması için talimatlar içeriyordu. Elçiler notayı öğleden sonra iletecekti. Bu notayı Japon elçileri ile birlikte Amerikan istihbaratı da almıştı. Notanın anlamı herkesçe anlaşılmıştı; o öğleden sonra savaş ilan edilecekti.
Notayı aldıktan kısa bir süre sonra Hawaii, Filipinler, Panama ve San Francisco’da bulunan Amerikalı komutanlara ikazlar ile birlikte ültimatomun ABD Doğu Standart Saati’ne göre öğlen 13.00’te verileceği bilgisi verildi. Amerika Birleşik Devletleri Kara Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri’ne ayrı mesajlar gönderildi. Nasıl olduysa, Hawaii’ye gönderilen ikaz mesajları ticari telgraf ve radyo hizmetleri ile gönderilmişti. Şifreli mesajları iletmek üzere Honolulu’dan bisikletiyle yola çıkan bir ulak kendini savaşın tam ortasında bulmuştu.
Zamanlama meselesi (hatası)
Japon elçiler Birleşik Devletler ile ilişkilere son veren ültimatomu Washington D.C. saatiyle 13.00’te, yani Hawaii saatiyle 07.30’da verecekti. Pearl Harbor’a yapılacak saldırı 07.55 civarında başlayacaktı. Hukuki açından (kabul gören savaş yasalarına göre), Japon bombaları Pasifik Filosu’nun üstüne inmeye başlamadan önce Birleşik Devletler iki ülkenin artık savaş hâlinde olduğundan haberdar edilecekti. Ancak elçiler gecikti ve Washington saatiyle 14.20’de, yani Hawaii saatiyle 08.50’de ulaştılar. Ültimatom verildiğinde Pearl Harbor saldırısı başlayalı neredeyse yarım saat olmuştu.
Dış İşleri Bakanı Cordell Hull ele geçirilmiş talimatlardan haberdardı ve aslına bakarsanız kısa bir süre önce başkandan onu saldırıdan haberdar eden bir telefon almıştı. Amerikalılara göre Japonlar ültimatomun verilmesini kasten geciktirmişti. Çok öfkeli olan Hull, Japon diplomatlara “Elli yıllık devlet hizmetimde, bunun kadar bugüne dek bu gezegendeki hiçbir hükûmetin söyleyebileceğini hayal etmediğim büyüklükte alçakça yalanlarla ve çarpıtmalarla dolu başka bir belge görmedim.” dedi. Japonlar makamı tek bir söz söylemeden terk ettiler.
Amerikalıların gözünden sürpriz bir saldırının şoku, Japonların kasıtlı olarak uygar devletlerin kurallarını göz ardı etmelerinden kaynaklanan öfkeyle birleşiyordu. İronik bir biçimde, diplomatların hiçbiri, ultimatomu iletmekte sadece biraz geciktikleri sırada ülkelerinin Pearl Harbor’a saldırmış olduğunu bilmiyordu.
Japonya’nın başarısı
Japon filosuna ait gemiler ve uçaklar tarihteki en başarılı askerî harekâtlardan birini gerçekleştirmişti. Japonya’nın bakış açısından saldırı yüzde yüz başarılıydı. ABD’nin hazırlıksızlığı, baskın etkisi ve Japonların fevkalade icrası birleşerek Pearl Harbor’u Japonlar için kayda değer bir zafer hâline getiriyordu.
Saldırı
Savaş Amerika’yı, Hawaii’de bulunan Pearl Harbor’da sakin bir Pazar sabahı saat 07.55’te buldu. Oahu Adası’ndaki üs, Amerika Birleşik Devletleri Pasifik Filosu’na ve 5.000 askere ev sahipliği yapıyordu. Pasifik’teki ABD kuvvetlerinin en yoğun olarak bulundukları yer Pearl Harbor’du.
Altı Japon uçak gemisinden ve eskort gemilerinden oluşan bir filo Oahu adasının 370 kilometre açığına demirledi ve 183 avcı, bombardıman ve torpido uçağından oluşan ilk saldırı dalgasını başlattı. Bu uçakların görevi, filoya olabildiğince fazla hasar vermekti. Özellikle sekiz ABD muhribini ve iki uçak gemisini hedef alacaklardı. Aynı zamanda yerde bulunan uçakları da tahrip etmeyi hedeflediler.
Japon bombardıman uçaklarından oluşan ilk dalga saldıracak pek çok hedef buldu. Hemen hemen 200 Amerikan gemisi ve daha küçük platform limanda demirliydi ve yüzlerce savaş uçağı kanatları uç uca gelecek şekilde (bu şekilde düzenlenmiş uçakları sabotajdan korumak daha kolaydır) havaalanlarında park hâlindeydi.
170 Japon uçağından oluşan ikinci bir dalga ilkini takip etti ve limanı devasa siyah duman sütunları ve uçaksavar ateşi ile örtülmüş buldu. Bu dalga sırasında Japonlar yerden açılan ateş ve havalanmayı başarmış Amerikan avcı uçakları nedeniyle 19 uçak kaybettiler.
Bütün saldırı sadece bir saat elli dakika kadar sürmüştü.
Sonrası
Pearl Harbor saldırısı sonucunda 2.400 Amerikalı öldü ve 1.200’ü de yaralandı. Ölenlerden 1.103 denizci ve deniz piyadesi, bir Japon bombasının USS Arizona zırhlısının cephane magazinini (geminin cephanesinin depolandığı kısım) havaya uçurarak mürettebatıyla birlikte gemiyi batırması sonucu öldü. Bir diğer zırhlı olan USS Oklohama da büyük can kaybıyla battı. Geri kalan altı zırhlı ile birkaç kruvazör ve muhrip hasar gördü. Oahu’da bulunan 400 uçaktan 340’ı da imha edilmiş ya da hasar görmüştü.
Japon kazanımları
Kısa vadede Japonlar amaçlarına ulaşmış oldu. Amerika Birleşik Devletleri Pasifik Filosu’nu geçici bir süre için saf dışı bırakmışlardı. Ne var ki asıl mesele bunun ne denli geçici olduğuydu. Uzun vadede, Amerika Birleşik Devletleri aşağıdaki nedenlerle Pearl Harbor’da gördüğü hasarın üstesinden gelmeyi başardı:
✓ Uçak gemileri zarar görmemişti. Pasifik’teki deniz savaşlarında sonucu belirleyen silah, 1941’den önce her donanma stratejistinin başlıca deniz silahı olarak gördüğü zırhlı değil, uçak gemisi olacaktı.
✓ Denizaltılar saldırıya uğramamıştı. Bunlar Japonya’nın hayati ikmal yollarına zarar vermek için Amerika’nın en etkili silahlarından biri hâline geldi.
✓ Gemi onarım tezgâhları ve fuel oil depolanan tanklar hasar almamıştı. Bu sayede, Pearl Harbor savaş sırasında Pasifik Filosu için bir onarım ve yenileme üssü olarak hizmet verebildi. Aslına bakılırsa, hasar alan Amerikan gemilerinin çoğu onarıldı ve 1942 ve 1943’te Japonlara karşı tekrar görev aldı.
Fakat Pearl Harbor Birleşik Devletler için acı bir yenilgiydi. Amerikan toprakları saldırıya uğramıştı ve Amerikalılar hayatını kaybetmişti. Pearl Harbor bölünmüş ve kararsız Amerikan halkını daha önceki hiçbir eylemin yapamadığı şekilde birleştirmişti.