Birleşik Devletler’de gıda zehirlenmesinden her yıl yaklaşık 5.000 kişi ölmektedir. Bulaşmış yiyecekler konusundaki endişelerin OKB’si olanlarda yaygın olarak görülmesine şaşırmamalı; bu konuda hiçbir şey mantıksız görünmemektedir. Ancak gıda tedarikimizin ne kadar tehlikeli olduğunu görmek için biraz basit bir matematiğe başvuralım. Son sayıma göre, Birleşik Devletler’de 304 milyondan fazla insan yaşıyor. Bu insanların çoğu günde üç öğün yemek (her yıl 365 × 3 kez yemek) yiyor. Böylece 304 milyon × 3 × 365’i alırsınız ve her yıl tüketilen 332.880.000.000 (332 milyardan biraz fazla) öğün elde edersiniz. Bu öğünlerin beş bin tanesi birini öldürür. Böylece, herhangi bir öğünde ölme şansınız 6.657.600’de birdir. Bir ömür boyu bile bu risk sadece 85.353’e varır. O hâlde rahatlayın ve orta derecede pişmiş olan o hamburgerden bir parça daha ısırın.
Buna karşılık, OKB olanların yalnızca azınlığı, kalp hastalığı, diyabet, solunum yolu hastalığı veya inmeden dolayı ölme korkularına odaklanmaktadır. Ancak, bu nedenlerden birinden dolayı neredeyse yüzde 40 oranında ölme ihtimaliniz var.
Medya, başta Salmonella salgınları ve her türlü salgın olmak üzere her salgına manşetinde yer verdiği için insanlar, yüksek olasılıklı ölüm sebeplerinden daha çok gıda zehirlenmesi yüzünden ölebileceklerinden endişe duyuyorlar. Buna karşılık, medya Joe Blow’un kalp krizinden ölümü hakkında bir açıklama yapmaz.
Açıkçası, ani, bilinen bir salgın olduğunda domates veya ıspanak satın almayı bırakmak istersiniz. Sebzelerinizi iyice yıkamanız ve mayonezinizi tezgahta üç saat bırakmamanız gerekir. Sonuç olarak: OKB, nispeten olası olmayan olayları önlemeye çalışırken ciddi ölçüde zaman harcamanıza neden olur. OKB’ye daha az vakit ayırmayı ve egzersiz ile diyet vasıtasıyla sağlığınızı geliştirmeye daha fazla zaman ayırmayı düşünün.