VW kaplumbağa Hitler’in iyi fikirlerinden biriydi. Adolf yeni otoyollarında gidecek uygun fiyatlı bir aile otomobili istiyordu ve bu otomobilin tasarlanması işini Ferdinand Porsche’ye verdi. Aracın her türlü hava koşulunda gidebilen zırhlı bir araca dönüşebilmesi de bir avantajdı.
Porsche sonradan klasik olacak bir tasarım yaptı, fakat savaştan sonra Volkswagen, Çek firması Tatra’ya tasarımın çoğunu onlardan aşırdığı için tazminat ödemek zorunda kaldı. Aslında, otomobil adı Kraft durch Frieden Wagen ya da “güç getiren sevinç” otomobiliydi, fakat bu isimde bir şeyi kim sürmek isterdi ki?
Otomobilin askeri versiyonu Kuzey Afrika harekatında çok başarılı oldu ve savaş sonrasında Britanya ordusu bunlardan 2.000 adet sipariş edince satışlar fırladı. Araç küçüktü, ucuzdu ve harika derecede saçma bir biçimi vardı ve sadece farklı olsun diye motoru arkadaydı. Avrupalılar aracı çok sevdiler, özellikle de onun için “böcek” ismini bulan 1960’ların hippileri. (Onlar sadece aracın biçimini sevmemişlerdi; asıl eğlence, hippilerin onun en sevdiği arabasını sürmesinden Hitler’in nefret edeceği gerçeğiydi.)
1972’de VW kaplumbağa Ford Model T’yi geçerek tarihte en çok üretilmiş araba haline geldi. Araba Disney’in “Aşk Böceği” filmlerinde de başrol oynadı. (Kelime oyununu anladınız, değil mi?)
VW kaplumbağa sonunda özellikle Japon markalarıyla rekabete kurban gitti ve son kaplumbağa olduğu düşünülen araba Meksika’daki üretim hattından 2003’te indi. Fakat talebin belirlediği iktisadın iç açıcı bir örneği olarak, halkın arabaya duyduğu sevgi arabanın bahtını açtı ve satışlar tekrar artış eğiliminde.